Alim nedirArifibillah kimdir

Allah’a teslim olan kişi kimdir sɪrrɪ nedir nasıl bir ilme sahiptir bu sorularɪn cevabɪnɪ arayalɪm.Alim dediğimiz insan arif olan alimdir yani arifibillah Allah’i bilen Basireti açık (kalp gözü) ve feraset sahibi olan insandır.

Yaradılış gayesini araştırmış ve yüzde yüz anlamış. Allah’ın emir ve yasakları ne ve nasıl olduğunu bilendir, yaşayan ve yaşatmasɪ için mücadele edendir.

Bu mertebeye gelen (veya getirilen) insana, arifbillah denir (yani Allah’ı bilen). O insanlar yeryüzünde yaşayan bütün varlıkların yüce Allah’ın gösterdiği yolda yaşayabilmeleri için öncülük eden insanlardır.

Yüce Allah’ın verdiği bu sorumluluk ile yeryüzünde hakkı temsil eden halife sıfati ile şereflendirilmiş insanlardır.Yani kɪsacasɪ  yeryüzünü yüce Allah’ın emri ile yöneten ve idare eden, bir görevli yada bir öğretmendir, siz nasɪl istiyorsanɪz öyle adlandɪrɪn.

Önemli bir not: arifibillah olan insanlar, hizmetinden dolayɪ hiç kimseden bir karşılık beklemezler, insanlara sadece ilmi ve hikmeti öğretenlerdir.                                                                                                           

Gerçek Allah dostu olan alimler hiç bir devletin veya bir egenmen gücünün etkisinin altɪnda değildirler, onlar gerçekten azad ve özgür bir şekilde yaşarlar.                                                                                                  

Çünkü onlar yüce Allah’ın ilmi ile yaşayan ve yaşatan insanlardır. Onlar sadece yüce Allah’tan emir alɪr ve yüce Allah’ɪn emrettiği bir şekilde yaşarlar,  hizmetlerinin karşɪlɪğɪ  yüce Allah tarafɪndan kendilerine verileceğini bilirler. Çünkü yaratanɪn yarattɪğɪ her canlɪnɪn rɪzɪkɪna kefil olduğunu bilirler ve yaşarlar.                                

Onlarɪ anlamak için, Yunus suresindeki bu ayetleri iyi okuyalɪm ve anlamaya çalɪşalɪm.

Yunus suresi ayet 62 أَلَا إِنَّ أَوْلِيَاءَ اللَّهِ لَا خَوْفٌ عَلَيْهِمْ وَلَا هُمْ يَحْزَنُونَ  “Haberiniz olsun ki Allah’ın dostlarına korku yoktur, onlar hiç üzülmeyecekler de”. Evet bu ayeti kerimede açɪk bir şekilde anlɪyoruz ki arifibillah dediğimiz zatlar,

Yüce Allah’ɪn yeryüzüne gönderdiği mesajı tam anlamɪşlar. Hak ilmini öğrendiğinden dolayɪdɪr ki yüce yaratanɪn dɪşɪnda hiç bir varlɪktan korkmazlar.               

Kur’an-ı azimüşşanɪ biraz daha okuyalɪm. Yunus suresi ayet 63الَّذِينَ ءَامَنُوا وَكَانُوا يَتَّقُونَ “Onlar Allah’a inanmɪş ve kötülüklerden sakɪnmɪşlardɪ.” Bu ayeti kerimedende yine çok açɪk bir şekilde anlalɪyoruz ki arifibillah olan zatlar ilim ögrenerek yüce Allah’a tam teslim olmuşlar, yani ilim nuru ile kendilerini her türlü pislikten arɪndɪrmɪşlar. Yine burada açɪk birşekilde anlaşɪlɪyor ki hakka teslim olmak için insanɪn yapmasɪ gereken ilk şey her türlü necasetten temizlenmektir, insan ancak temiz ve pak bir şekilde huzuru ilahiye çɪkabiliyor. Temiz bir şekilde huzuri ilahi’den ilim öğrenen insan ancak o zaman  yüce Allah’a hizmet edebilir diyor                

yunus suresi ayet 64لَهُمُ الْبُشْرَى فِي الْحَيَاةِ الدُّنْيَا وَفِي الْآخِرَةِ لَا تَبْدِيلَ لِكَلِمَاتِ اللَّهِ ذَلِكَ هُوَ الْفَوْزُ الْعَظِيمُ                                                         

Onlar için dünya hayatında da ahirette de müjde vardır. Allah’ın verdiği sözlerin değişmesi sözkonusu değildir büyük kurtuluş, büyük başarɪ işte budur”  bu ayeti kerimedende açɪk bir şekilde anlɪyoruz ki Allah dostlarɪ olan arifibillah dediğimiz alimler ne bu dünyada nede ebedi hayatta mahcup olmazlar.  Ya rabbi bizler daha bu dünyada iken müjdelendir ki sana hizmetimizden kusur etmiyelim Evet bakɪn rɪzɪk konusunda hiç bir endişeye kapɪlmamɪza gerek yoktur, ɪspatɪnɪ okuyalɪm 

Hud suresi ayet  6   وَمَا مِنْ دَابَّةٍ فِي الْأَرْضِ إِلَّا عَلَى اللَّهِ رِزْقُهَا وَيَعْلَمُ مُسْتَقَرَّهَا وَمُسْتَوْدَعَهَا كُلٌّ فِي كِتَابٍ مُبِينٍ   

“Yeryüzündeki bütün canlɪ türlerin beslenmeleri ve geçinmelerini sağlamak Allah’ɪn garantɪsɪ antɪndadɪr, o onlarɪn ilk barɪnma yerleri ile geçiş yerlerini bilir.

Bütün bunlar açɪk bir kitapta yazɪlɪdɪr”Evet bu ayeti kerimeyi iyi anlayan ve ona göre yaşayan arifibillah dediğimiz alim ne rɪzɪk konusunda nede açlɪk konusunda onlarɪn bir edişeleri yoktur.                                                  

Yeryüzünde yaşayan insanlara sadece yüce hakka giden yolu gösterirler çünkü kime hizmet ettiklerini bilirler. Kısa bir tekrarlama, arifibillah dediğimiz insanlar Allah’ın öğrettiği ilim ile yaşayan ve yaşatanlardır.                                    

Onların yaptığı bütün hizmet, sadece yüce Allah’ɪn emrini yerine getirmek için insanlara ilim öğretmektir, hakka giden yolu göstermektir.      

O zatlar hiçbir zaman ne insanlardan ve nede egemen güçlerden karşılık beklemezler. Onlarɪn işi sadece hakka hizmet etmektir.                                             

İşte bu sıfatlara sahip olan insana arifibillah denir yani Allah’ɪ bilen. Zaten gerçek alim olanlarda onladɪr. Evet onlar yüce Allah’a hizmet ettiklerinden dolayɪdɪr ki onlara yer yüzünün halifesi diyoruz. Bu konuyu ileride alim nedir diye biraz daha detaylɪ anlatacağɪz İnşallah.

İnsan eşreful mahluktur sɪrɪ nedir?

İnsan, eşrefül mahluk yani kainattaki en değerli varlık, yüce Allah’ın  halifesi ve bu sıfatlara sahip olduğu anlamak için insanɪn yaratɪlɪş şeklinin nasɪl olduğunu  Kelimullah olan Kur’an-ı azimüşşan ( şani yüce olan kurani kerim) Kitab-ul İlmi biraz okuyalɪm ve anlamaya çalɪşalɪm inşallah.                                                                                 

Tin Suresi ayet 4لَقَدْ خَلَقْنَا الْإِنسَانَ فِي أَحْسَنِ تَقْوِيمٍ  “Biz insanı en güzel bir şekilde yarattık.” Bu ayeti kerimede açık bir şekilde anlaşılıyor ki yaratılan varlıklar içerisinde en değerli varlık insandır. Yani varlıkların içerisinde en güzel sıfat insanlara verilmiştir. Bakın anlattɪklarɪmızın ne kadar doğru ve gerçek olduğunu Kur’an-ı kerim bize nasɪl ɪspatlɪyor. Gerçek ilim sahibi, hakkı temsil eden en değerli varlık ünvanına sahip olan insandɪr! Demek ki herşeyi daha iyi anlamamɪz için ilim öğrenmeye ihtiyacɪmɪz vardɪr çünkü insanın bu kadar ağɪr yükü, büyük görevi ve sorunluğu taşɪyabilmesi için ilim lazɪmdɪr. Evet, insan en güzel bir şekilde yaratɪlmış, insana ilim, irfan ve hikmet verilmiştir, verilen ilim ile kainattaki bütün varlıklara öğretmen veya eğitmen sıfatı ile şerefli bir varlık olduğunu ɪspatlamɪştɪr. Adem a.s.'ɪn yaradılışı ve Adem’e verilen ilim ve hikmet ile, yukarıda anlattɪklarɪmızı tamamen ɪspatlamaktadɪr.                                                    

Adem a.s, cin ve meleklere imamlık ve öğretmenlik yapmıştır, yani cin ve meleklerin bilmediklerini kendilerine yüce Allah’ın emri ile öğretmiştir. İnsanların cin ve meleklere veya diğer varlıklara ilim öğreten bir varlık olduğunu anlamak için Kur’an-ɪ Kerimi biraz daha okuyalım.                                                              

Bakara Suresi 33: قَالَ يَاآدَمُ أَنْبِئْهُمْ بِأَسْمَائِهِمْ فَلَمَّا أَنْبَأَهُمْ بِأَسْمَائِهِمْ قَالَ أَلَمْ أَقُلْ لَكُمْ إِنِّي أَعْلَمُ غَيْبَ السَّمَوَاتِ وَالْأَرْضِ وَأَعْلَمُ مَا تُبْدُونَ وَمَا كُنْتُمْ تَكْتُمُونَ     

Yüce Allah Adem’e, “Ey Adem, bunlara o nesnelerin adlarını bildir” dedi. Adem, meleklere bütün nesnelerin isimlerini bildirince Allah, onlara.Ben size, göklerin ve yerin bütün gizliliklerini, ayrıca sizin bütün açığa vurduklarınız ve içinizde sakladıklarınızı bilirim” dememiş miydim? Evet, kɪsa bir tekrar: bu ayeti kerime,bize insan bilgisi, aklı ve sıfatı ile, yaratılan bütün varlıklara ilim öğretmiş ve onlardan üstün bir varlɪk olduğunu yüzde yüz ɪspatlamɪş oldu.